EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
   
 
  VOLEYBOL
TÜRKİYE'DE VOLEYBOLUN TARİHÇESİ
Başlangıç Dönemi
(1919-1951)
      Voleybol Türkiye'ye Birinci Dünya Savaşı'nı izleyen Mütareke günlerinde geldi. 1919-1925 yılları arasında İstanbul'da YMCA'in müdürlüğünü yapan Dr. Deaver adlı Amerikalı, derneğin spor salonunda voleybol aynatmaya başlamış, kısa zamanda beden eğitimi öğretmenlerimizin ilgisini bu yeni spor oyununa çekmeyi başarmıştı.1919'da voleybol daha Avrupa'ya yayılmış değildi. Bulunalı topu topu yirmi dört yıl olmuş, hele smaçla oynanmaya başlanışının üstünden daha ancak altı yıl geçmişti. Calaloğlu'ndaki Erkek Muallim Mektebi'nin beden eğitimi öğretmeni olan ünlü spor adamı Selim Sırrı TARCAN, YMCA'de görüp oynadığı voleybolu, bedensel yetenekleri geliştiren, temiz bir spor oyunu olarak benimseyip öğrencilerine öğretmeye başladı. 1920-1924 yılları arasında Erkek Muallim Mektebi'nden çıkan beden eğitimi öğretmenleri de bu sporu kısa sürede okullarımız yaydılar. Kabataş, Vefa, Pertevniyal, Galatasaray, İstiklal, Haydarpaşa, İstanbul liselerinde yoğunlaşan çalışmalar, önce okullar arası turnuvalara yol açtı. Voleybol oynayan çocuklar okullardan mezun olmaya başlayınca da, çalışmalar üniversitelere, kulüplere doğru genişledi. Bu gün bir basketbol yuvası olarak bilinen İstanbul Teknik Üniversitesi, o zamanki adıyla Yüksek Mühendis Mektebi, 1924-1944 yılları arasında voleybolun beşiğiydi. Ankara'daki Siyasal Bilgiler Fakültesi, o zamanki adıyla Mülkiye Mektebi de, voleybola öncülük eden bir yüksek okuldu. Kulüpler arası lig maçlarına geçildiğinde voleybolcu sayısı hayli yükselmişti. Çeşitli kentlerde yapılmaya başlanan şampiyonaları, 1949'da Türkiye Voleybol Şampiyonası izledi.Gene de takım sayısı fazla değildi. Örnekse 1951 yılında İstanbul Voleybol Ligi şu yedi takım arasında oynanıyordu: Altınordu, Beyoğluspor,Galatasaray, Vefa Kadıköyspor, Kurtuluş, Moda. Bu takımlardan başa oynayanlar Vefa ile Kadıköyspor idi.Otuz iki yıl süren bu başlangıç döneminde Türk voleybolu bütünüyle dışa kapalı kaldığından çok ilkel bir görünümdeydi. Spor Oyunları Federasyonu adı altında kurulmuş bir federasyon basketbol, eltopu, voleybolu birlikte yönetmeye çabalıyor, yeterince etkin olamıyordu.Oysa sporcularımızda dışa açılma özlemi büyüktü. Öylesine ki, 1946 yılında ülkemize Yunanistan'dan gelen bir basketbol takımında voleybolcularında yer aldığı öğrenilince, durum hemen Spor Oyunları Ajanı Turgut ATAKOL'a iletilmiş, onun aracılığıyla Atina-İstanbul karmaları adıyla bir maç oynanması sağlanmıştı. Voleybolda ilk yabancı karşılaşmamız olarak anabileceğimiz bu maç, o zamanki kurallara göre üç set üzerinden oynanmış, 2-0 İstanbul Karması'nın üstünlüğüyle sona ermişti. Bu karmada yer alan o günün ünlü oyuncuları şunlardı: Güneri ARTUNKAL, Dinçer ASENA, Mehmet Jeba BERKÖK, Ayhan DEMİR, Payidar DOBRA,Gültekin GÜLER,  Aleksandre HOLYAFKİM, Valentin HOLYAFKİM, Uğur KALAFATOĞLU, Erdoğan KUTKAN, Sacit SELDÜZ, Merih SEREZ. Bu gerçi uluslararası bir karşılaşmaydı, ama bizim hakemlerimizle ( Yani bizde geçerli kurallarla) üstelik de öncelikle basketbolcu olan sporculara karşı oynanmış, tam anlamıyla bir "dostluk" maçıydı. 1952 yılında ise başka bir uluslararası karşılaşma Türk voleybolunun görünümünü bütünüyle değiştiriverdi.
 
Dışa Açılma
(1952-19 57)
   O dönemde Türk voleyboluna yalnız oyunculuğu, antrenörlüğüyle değil, girişimci kişiliğinden kaynaklanan gönüllü yöneticiliğiyle de büyük katkılarda bulunan Ayhan DEMİR, 1952 yılında, ne yapmış ne etmiş, üniversiteli sporculardan kurulu bir basketbol takımı ile bir voleybol takımını, Mısır'ın çağrılısı olarak Kahire'ye götürmüştü.
   Türk voleybolcuları orada yabancı hakemlerden, bizde uygulanan kuralların çoktan değiştirilmiş olduğunu, oyunumuzun dizilişlerden vuruşlarımıza kadar pek çok yönüyle uluslararası kurallara uymadığını öğrenince, büyük bir düş kırıklığına uğradılar. yurda dönüldüğünde Spor Oyunları Federasyonu'na başvurulup durum ayrıntıları ile anlatıldı : Yıllardır yabancı karşılaşma yapmamak, kuralları izlememek yüzünden, utanç verici bir duruma düşülmüştü.
   bunun üzerine, 1953'de, Yugoslavya ile İstanbul'da bir maç yapılması için harekete geçildi. Bir ulusal takım seçilip Mısır'da edinilen bilgilerin elverdiğince çalıştırıldı.
Spor ve Sergi Sarayı'nda oynanan bu ilk beş setlik maçımızda ulusal takımımız Yugoslavların yadırgadığı çekmelerle bir set kapıp 3-1 yenildi. Yugoslavlar pasör kaçırarak üç oyuncuyla hücum ediyorlardı. Bizim voleybolumuz ise daha üç pasör üç smaçör anlayışını aşmış değildi. Nerden vuracağı önceden belli tek smaçörle hucum ediyorduk. Bu maçı bir Türk başhakem yönetmese büsbütün çaresiz kalacaktık. Çünkü daha faullu vuruşlarımızı düzeltebilmiş değildik.Spor Oyunları Federasyonu yetkilileri, durmadan gelişen dünya voleybolu karşısındaki durumumuzu gözleriyle görünce, sporcularımızı, antrenörlerimizi eğitmek üzere, Yugoslavya'dan bir antrenör getirdiler. Danila POJAR adındaki bu antrenörTtürkiye'deki maçları izledi, kurslar açtı, takımlarımızın çağdaş yöntemlerle çalıştırılmaları için gerekli bilgileri verdi.Aynı yıl Ankara'da düzenlenen üç üniversite takımı arasındaki uluslararası turnuvayı, Yugoslavya ile Yunanistan'ı yenen Türkiye kazandı.Ama, bir yıl sonra, 1945'de, Belgrat'da yapılan ikinci  ulusal maçımızda Yugoslavya'ya gene, hem de 3-0 yenildik. Maç on yedi dakika sürmüş, Türk takımı çözülüp gitmişti. Ama artık faullu çekmelerle oynamıyor, smaç vuruyorduk. 1955 yılında ulusal takımımız hiç maç yapmadı. Ama yabancılarla oynamanın, iyi takımları görmenin önemini anlayan sporcular dışa açılmanın başka yollarını aradılar. 1953'den 1957'e kadar sürekli hem İstanbul, hem Türkiye Şampiyonu olan Galatasaray takımı, ulusal takımın birçok oyuncusunu da içinde bulunduran kadrosuyla 1955 yılını yabancı karşılaşmalarla geçirdi.En güvenilen oyuncu, Ayhan DEMİR, o günlerin anlayışına uyarak, takımının antrenörlüğünü de yapmaktaydı. Önce Bulgar takımlarıyla oynandı. Sonra Fransa'da iki Yugoslav, bir İtalyan, bir Fransız takımının katıldığı beşli bir turnuvaya gidildi. bu turnuvada Galatasaray iki yugoslav takımının arkasından üçüncü olmak başarısını gösterdi.ertesi yıl, 1956'da, Türkiye Paris'de yapılan üçüncü Erkekler Dünya Şampiyonası'na katıldı. Sovyetler'e 3-0, Kore'ye (2-0 öndeyken) 3-2 yenilerek klasman grubuna kalan takımımız Avusturya ile Luxemburg'u 3-0 yenip Hindistan'a 3-0 yenilerek sıralamada yirmi ikinci oldu.Takımı maçlara kaptan Ayhan DEMİR hazırlamış, hem oyunculuk, hem koçluk yapmıştı. Oysa bütün takımların kenarda oturan antrenörleri vardı. Dünya Şampiyonası'ndan, "Kore maçını kaçırmasaydık çok daha iyi bir derece alacaktık" görüşüyle, uluslararası maçlara iyice alışılmış olarak dönüldü. 1957'de, İstanbul'da, Fatih Kupası adıyla çok büyük bir turnuva düzenlendi. Sovyetler Birliği, Çekoslovakya, Romanya, Bulgaristan, Yugoslavya, İran ile Türkiye'nin katıldığı bu turnuvaya takımımız Çekoslovakya'dan getirilen ünlü bir antrenör, Jiri KOBRLE hazırladı. Türkiye yalnız İran'ı 3-0 yendi, öbür takımlardan set alamadı, ama artık biz de voleybolu, bu alanda ileri gitmiş dünya ülkelerinin oynadığı gibi oynuyorduk. Seyircilerimiz, tribünlerdeki genç sporcularımız ise, "güç voleybolu" denilen sporun özelliklerini en yüksek düzeyde oynayanlardan görmek olanağını elde etmişlerdi. Bu tarihten sonra spor çevrelerinde voleybola verilen önem birdenbire arttı.Ulusal takımımız çalıştıran Jiri KOBRLE'den, memleketine dönmeden önce, antrenör kurslarında da yararlanılarak Doğu Avrupa voleybolunun kurumsal özelliklerinin öğrenilmesi yolunda önemli bir adım atılmış oldu.
 
 
 
 
 
 
 
TEMEL DURUŞLAR VE DEPLASELER (Yer değiştirmeler)
Bir voleybol müsabakasında bir oyunun gerek rakip sahadan gerek kendi arkadaşından gelebilecek topları karşılayabilmesi gerekir. Bu toplar yüksek ya da çok alçak olabileceği gibi çok sert ya da çok yumuşak olarak da gelebilir. Bir oyuncunun bunları karşılayabilmesi, ya da pas, smaç, blok, savunma gibi unsurları daha iyi yapabilmesi, bir sonraki harekete hazır olabilmesi için farklı şekillerde beklemesi gerekir. Bu duruşlara temel duruş denir.
YÜKSEK TEMEL DURUŞ
Yüksek duruş genellikle blok, smaç vurmak gibi bekleme, tenis servis atışı öncesi bekleme ve topun oyuna başlamadan önce ölü olduğu zamanlarda uygulanır.
 
Bu duruşta ayaklar omuz genişliğinde açılır, dizler hafif bükük, gövde dik, kollar uygulanacak harekete göre dirseklerden bükük ve eller gövdenin önünde ya da yanındadır.
ORTA YÜKSEKLİKTEKİ TEMEL DURUŞ
Bu duruş müsabakalar sırasında en çok kullanılan duruştur. Oyun sırasında çok sert ve yere yakın gelen topların dışındaki tüm topları beklerken ve servis karşılamak için de bu duruşta beklenmesi gerekir.
Bu duruşta ayaklar omuz genişliğinden biraz daha açık, dizler yüksek duruştakinden daha fazla bükük ve hafif içe dönüktür. Gövde hafif öne bükülü ve kalça hafifçe arkaya doğru çıkmış vaziyette, kollar dirsekten bükülü, dirsekler gövdeden ayrı rahat bir duruştadır. Eller gövdenin önünde , yaklaşık olarak parmak pas vuruş yeri ile manşet pas vuruş yeri arasındadır. Eller ve parmaklar rahat bir açıklıkta, avuç içleri birkaç metre ileriyi gösterecek şekildedir. Bu duruşta ,iyi bir denge için ağırlık ayak uçlarına doğru verilmelidir.
ALÇAK TEMEL DURUŞ
Çok sert ve yere yakın gelen topların karşılanması için özellikle arka alandaki savunma yapan oyuncuların duruş şeklidir. Bu şekilde uzun süre bekletmek yorucu olur. Genellikle orta temel duruş bekleme yaparken, sert ve alçaktan gelebilecek bir topu karşılamak için (smaç servisi karşılamak vb.) alçak temel duruşa geçilir ve top karşılandıktan sonra tekrar yükselip bir sonraki hareket için uygun duruşa geçilir.
Bu duruş vücudu yere iyice yaklaştırmak için ayaklar aynı hizada, omuzlar da daha geniş alçaklıkta (yaklaşık iki omuz genişliğinde), dizler bükülü ve hafif içe dönüktür. Vücudun yere iyice yakın olması, öne hareketi kolaylaştırdığı gibi yere ulaşmayı da kolaylaştırır. Böylece yere çok yakın gelen topların kurtarılması için plonjon ve yuvarlanma hareketleri de yapılabilir. Gövde öne bükülü, kollar gövdenin yanında ve önünde dirseklerden bükülüdür. Gövdenin yönü topun bulunduğu yöndedir.
Tüm duruşlarda:
Topun bulunduğu yöne gövdeyle dönülmeli ve başla top takip edilmelidir (kendi takım arkadaşının attığı servis hariç.) Topun ne zaman, nereden geleceği kestirilemediği zaman küçük sekme ve sıçramalar yapılarak top beklenmelidir.
DEPLASELER (Sahada Yer Değiştirmeler)
Voleybol oyununda top, genellikle oyuncuların istediği yere ya da oyuncunun kendi üzerine gelmez. Oyuncunun önüne, arkasına sağına veya soluna değişik şekillerde gelir. Bu topların karşılanabilmesi için yapılan adım alma, yürüme yada koşulara deplase olma,( yer değiştirme) denir. Bu deplaseler öne, geriye yada yanlara olabilir, öne veya geriye adım alarak yada koşarak deplase yapılabilirken, yanlara ; kayma adımı, çapraz kayma adımı yada koşarak deplase yapılabilir.
 
TEMEL DURUŞLAR VE DEPLASELER (Yer değiştirmeler)
Bir voleybol müsabakasında bir oyunun gerek rakip sahadan gerek kendi arkadaşından gelebilecek topları karşılayabilmesi gerekir. Bu toplar yüksek ya da çok alçak olabileceği gibi çok sert ya da çok yumuşak olarak da gelebilir. Bir oyuncunun bunları karşılayabilmesi, ya da pas, smaç, blok, savunma gibi unsurları daha iyi yapabilmesi, bir sonraki harekete hazır olabilmesi için farklı şekillerde beklemesi gerekir. Bu duruşlara temel duruş denir.
YÜKSEK TEMEL DURUŞ
Yüksek duruş genellikle blok, smaç vurmak gibi bekleme, tenis servis atışı öncesi bekleme ve topun oyuna başlamadan önce ölü olduğu zamanlarda uygulanır.
 
Bu duruşta ayaklar omuz genişliğinde açılır, dizler hafif bükük, gövde dik, kollar uygulanacak harekete göre dirseklerden bükük ve eller gövdenin önünde ya da yanındadır.
ORTA YÜKSEKLİKTEKİ TEMEL DURUŞ
Bu duruş müsabakalar sırasında en çok kullanılan duruştur. Oyun sırasında çok sert ve yere yakın gelen topların dışındaki tüm topları beklerken ve servis karşılamak için de bu duruşta beklenmesi gerekir.
Bu duruşta ayaklar omuz genişliğinden biraz daha açık, dizler yüksek duruştakinden daha fazla bükük ve hafif içe dönüktür. Gövde hafif öne bükülü ve kalça hafifçe arkaya doğru çıkmış vaziyette, kollar dirsekten bükülü, dirsekler gövdeden ayrı rahat bir duruştadır. Eller gövdenin önünde , yaklaşık olarak parmak pas vuruş yeri ile manşet pas vuruş yeri arasındadır. Eller ve parmaklar rahat bir açıklıkta, avuç içleri birkaç metre ileriyi gösterecek şekildedir. Bu duruşta ,iyi bir denge için ağırlık ayak uçlarına doğru verilmelidir.
ALÇAK TEMEL DURUŞ
Çok sert ve yere yakın gelen topların karşılanması için özellikle arka alandaki savunma yapan oyuncuların duruş şeklidir. Bu şekilde uzun süre bekletmek yorucu olur. Genellikle orta temel duruş bekleme yaparken, sert ve alçaktan gelebilecek bir topu karşılamak için (smaç servisi karşılamak vb.) alçak temel duruşa geçilir ve top karşılandıktan sonra tekrar yükselip bir sonraki hareket için uygun duruşa geçilir.
Bu duruş vücudu yere iyice yaklaştırmak için ayaklar aynı hizada, omuzlar da daha geniş alçaklıkta (yaklaşık iki omuz genişliğinde), dizler bükülü ve hafif içe dönüktür. Vücudun yere iyice yakın olması, öne hareketi kolaylaştırdığı gibi yere ulaşmayı da kolaylaştırır. Böylece yere çok yakın gelen topların kurtarılması için plonjon ve yuvarlanma hareketleri de yapılabilir. Gövde öne bükülü, kollar gövdenin yanında ve önünde dirseklerden bükülüdür. Gövdenin yönü topun bulunduğu yöndedir.
Tüm duruşlarda:
Topun bulunduğu yöne gövdeyle dönülmeli ve başla top takip edilmelidir (kendi takım arkadaşının attığı servis hariç.) Topun ne zaman, nereden geleceği kestirilemediği zaman küçük sekme ve sıçramalar yapılarak top beklenmelidir.
DEPLASELER (Sahada Yer Değiştirmeler)
Voleybol oyununda top, genellikle oyuncuların istediği yere ya da oyuncunun kendi üzerine gelmez. Oyuncunun önüne, arkasına sağına veya soluna değişik şekillerde gelir. Bu topların karşılanabilmesi için yapılan adım alma, yürüme yada koşulara deplase olma,( yer değiştirme) denir. Bu deplaseler öne, geriye yada yanlara olabilir, öne veya geriye adım alarak yada koşarak deplase yapılabilirken, yanlara ; kayma adımı, çapraz kayma adımı yada koşarak deplase yapılabilir.
 

 
 

MANŞET PAS
İki kolun iç tarafının yan yana gelerek, dirsekle el arasındaki bölümle topu fırlatma metodudur. Manşet asıl servis karşılamada kullanılır. Oyuncu manşet alma hareketine top kendisine gelmeden yani uzaktayken hazırlanmalıdır. Son anda yapılan ayarlamalar oyuncu için zor olacaktır. İyi bir pozisyon , yüksek ve rahat bir beklemedir. Alçak ve eğik bekleme yorucu ve çabuk hareketi engellediği gibi bel sakatlığı riskini artırmaktadır.
Manşetçinin elleri, vücudunun yanında veya önündedir. Ayaklar yanyana ve fazla olmamak üzere açıktır. Dizlerini hafifçe büker. Denge çok önemlidir. Dengesi çok iyi olan bir oyuncu servisten top geldiği zaman hızlı ve kontrollü bir başlangıç par. Ağırlığın ayak uçlarına verilmesi dengeye yardımcı olur. Kalça hafif arkaya çıkar.
Ayak Pozisyonu :
Ayakları yanyana ve yere düzgün bir şekilde basarak vücudun ağırlığını ayak parmaklarına yöneltmek, dizlerin içe doğru bakması ve kalçasının geriye doğru çıkması her zaman pozisyonu daha sağlam yapar.
Manşet alan oyuncunun ilk görevi, önce topun ona doğru gelişini görmesidir.
Üç önemli nokta :
·        Manşet alan oyuncu manşet alacağı noktaya hareketine kadar topu izler.
·        Oyuncu ağırlığının büyük bir bölümünü ayak parmaklarının uçlarında taşır.
·        İyi bir denge için vücudunu yere yaklaştırır.
Manşetçinin ellerini birleştirmesi için en iyi yol parmaklarını iki baş parmağının altında iyice kenetlemektir. Oyuncunun iyi bir manşet pozisyonuna sahip olabilmesi ellerinin iyi kilitlenmesi ile mümkündür.
Oyuncu :
·        Kollarının bükülmemesi için dirseklerini sıkıca kenetler.
·        Kollarını dışa doğru açar, kolun düz kısmını topa doğru döndürür.
·        Kollarını mümkün olduğu kadar birbiri ile kapalı tutar ve ikisi ile vuruşu yapmaya çalışır.
İyi bir vücut pozisyonunda denge alçalmakla olur. Manşetçi dizlerini büker ve vücudunun üst kısmını belinden öne doğru iterek sırtını doğrultur.
Kol salınımı kısadır. Eller yalnızca 10-15 cm. hareket eder ve yerle yaklaşık 45 derece açı oluşturduğunda durur.
SIÇRAMA :Top yakınına geldiği zaman manşet alan oyuncu seri ve hızlı bir sıçrama ile pozisyonunu düzeltir. Ayaklarını hafif açık tutarak yan yana getirir ve dengede kalabilmek için kollarını vücudundan uzak ve rahatça tutar. Ayak parmaklarının ön kısımları sıçramayı sağlar.
YANA ADIM :Manşetçi yana hareket ettiği zaman sıçrama yan adıma dönüşür. Ayağı yardımı ile manşet yerine gider ve bunu atlama adımı izler. Manşetçi hareketini ayaklarını yana açma pozisyonu ile tamamlar ve bir başka manşet yada yana adıma hazırdır. Hem sıçrama hem de yana adım manşetçinin hareket ederken servise yüzünün dönük olmasını ve kolayca durmasını sağlar.
ÇAPRAZ KOŞMA :Servisten gelen top iki yada üç adım uzakta ise manşet alan oyuncunun koşması gerekir. Böylece oyuncu manşet yerine yan adım alarak gelmiş olur, ama ayakları ve vücudu topa doğru dönmeye başlar. Oyuncunun ikinci adımı çapraz olur. Hareket servisten gelen topa oyuncunun dönüşü ile tamamlanır, oyuncunun kalçasının 90 derece döndüğü görülür. Çapraz koşu oyuncunun hareketini hızlandırır, topa doğru koşar ve sonra dönüşünü yapar. Bu koşma yana adımdan hızlıdır. Bununla birlikte koşma durmayı zorlaştırır.
YERLEŞME ADIMI / SEKME :Koşarken durmak için manşetçiler, ufak bir sekme yada sıçramaya ihtiyaç duyarlar. Bu sıçrama vücudu servis atılan tarafa doğru döndürür ve ayakların yan yana gelme pozisyonunu sağlar. Oyuncu aynı zamanda bu sekme hareketine ileri doğru hareket ederken de ihtiyaç duyar. İleri adımdan sonra bir ayağın önde diğeri arkada iken manşet almak oyuncular için daha çok heves vericidir, ama bu daha az sağlıklıdır.
Genellikle servis karşılama manşetçinin geriye doğru bir adımdan fazla adım almasını gerektirmez. Bu durumda bir yada iki sıçrama oyuncuyu karşılama pozisyonuna getirir.
 
SERVİS
Voleybolda oyunu başlatan vuruştur.
Çeşitleri :
1. Alttan atılan servis
a.Önden alttan atılan
b.Yandan alttan atılan
2.Üstten atılan servis
a.Tenis servis (Dönmeden giden)
b.Balans tipi yüzen servis (Dönmeden giden)
c. Balansiye servis (Dönerek giden)
d.Smaç servis (Dönerek giden)
e.Sıçrayarak smaç servis (Dönerek giden)
Bazı servis şekillerinin uygulanışı:
 
 
 
 
ÖNDEN ALTTAN ATILAN SERVİS :
Oyuncu servis bölgesinde yüzü fileye dönük durur. Vuruşu hangi el ile yapacak ise o ayağı geridedir. Top diğer eldedir. Ayaklar omuz genişliğinde açıktır. Dizle hafif bükülü beden biraz öne eğiktir. El parmakları aralıklı ve avuç içi ile vuruş yapılır. Gözler topta. Kollar geriye savrulurken top 10-15 cm. yukarı ve öne atılacak, salınım yapan kol ile vuruş gerçekleştirilir. Topa vuruşta sonra vuruşu yapa kol topu takip ederken gerideki ayak öne doğru bir adım alır.
YANDAN ALTTAN ATILAN SERVİS :
Oyuncu servisi yerinde yan olarak durur. Topa hangi eliyle vuracaksa o ellini arkada tutar. Ayaklar açık, vücut dengeli, bacaklar hafif bükülüdür. Topun yandan havaya atılmasıyla vuruş yapacak olan kolun vücutla birlikte arkaya doğru yaylanıp güç alarak yatık bir hareketle topa doğru savrulması gerçekleşir. El açıktır. Topun yanına ama biraz altına doğru vurulur. Oyuncu bütün vücudu ile fileye dönerek arkadaki ayağını öne alır. Vuruş sırasında kol düzgündür, vuruşla birlikte dirsek biraz kıvrılır.
TENİS SERVİS :
Bu pozisyonda vücut sabittir. Hedefin sağına 45 derece dönüktür. İki ayak da yerde ve omuz genişliğindedir. Sağ ayağını vücudu ile aynı yöne dönüktür. Ağırlığın büyük kısmını sağ ayakta taşır. Sırt düz, dizler hafif büküktür.
Top sağ omuzun önünde tutulur. Oyuncu topu sol elinde ve omuz hizasında tutar. Sağ el topun arkasında ve hedef ayarlanmaya çalışılır. Sağ kol rahatça kıvrılmış topa bakar.
Vuruşa üç ayrı hareketle başlanır : Sol el topu kaldırır, sağ kol geriye gider ve sol ayak öne hareket eder. Kalkan top döndürülmeden atılır. Elden 30 cm. kadar yükselir. Vuruş yapacak kol omuzlar tarafından durduruluncaya kadar geriye gider. Avuç bu anda biraz dışa dönüktür. Dirsek götürülebildiğince geriye götürülür. Sağ ön kol topa yönelir.
Sırt dikliği bu arada biraz bozulabilir. Havaya atış alanında servisçi öne doğru küçük bir adım atar. Adım yaklaşık 30 cm uzunluğunda ve hedefe dönüktür. Sol ayak yere indiği anda dizden biraz kıvrılır. Adımla birlikte vücut ta biraz öne hareket eder.
Servisçi kalçalarını ve omuzlarını topa doğru döndürmeye başlar. Sağ omuz, smaç hareketindeki gibidir. Sol kol aşağı doğru düşerken, sağ kol öne gider. Vücudun dönüşünde servisçinin dirseği topa doğru yükselir. Vuruşta servisçinin vücudu hedefe doğru dönüktür. Kol kıvrıktır. Oyuncunun bileği sabittir ve topun tam ortasına vurur. Topa harekette ağırlık arka bacaktan ön bacağa kayar. Ön bacak düzleşir. Vücut hızla sabitleşir. Dirsek topa doğru yükselir. Kulakla aynı hizaya gelinceye kadar kol düzleşmeye başlar. Vuruşta sol ayak tüm ağırlığı taşır. Omuzlar hedefe dönüktür. Önkol biraz kıvrık ve diktir. Dirsekten topa hamle yapılır. Dirsek önkolun hız kazanmasına yardım eder. Hareketin sonunda, servisçinin tüm ağırlığı sol ayağın üzerindedir. Sağ ayak parmak ucu yerle çok az temastadır. Sağ kol topu takip eder ve açı azdır. Servisçi dengededir.
SMAÇ SERVİS :
Bu servis rakip alana gittiğinde çok etkilidir. Servisçinin set servisi savuma oyuncusu tarafından karşılansa da zaman top rakip sahaya kaçar. Servisçi sırtını geriye doğru kuvvet kazanmak için bükmelidir. Top elinden 1 m kadar yükselir. Topa vururken, oyuncu tüm ağırlığını öndeki ayağa yükler. Sol ayak, kalça ve vücut sabittir. Vuruş sırasında kol düzdür, diktir. Vuruşla servisçi topun dönmesi için bileğini topun üzerine kapatır. Vuruşu bitirir.
SERVİSTE YAPILAN HATALARI :
·        Servis atmadan önce yeterli hazırlık yapmamak, ilgisini bütünüyle serviste toplamamak, acele etmek,
·        Vücut duruşuna dikkat etmemek, kötü duruş tekniği,
·        Topu elden atarken hep aynı atışı yapmamak,
·        Topa bakmamak,
·        Vuruş sırasında bileğini sağa veya sola kaydırmak,
·        Ters ayağını öne koymak,
·        Topa vurduğu kolunu dirsekten fazla bükmek.
SERVİSTE TAKTİK :
Son derece önemli olup gerçekleştirilmesi için oyunu çok iyi okumak, karşı takım oyuncularının değerlendirilmesini ve zayıf taraflarının çok çabuk görebilecek bir yapıda olmak gereklidir. Serviste hata yüzdesini mutlak suretle en aza indirmek çok önemlidir. Servisin risk edileceği zamanı iyi algılamak gerekir. İyi bir servisçi aynı hareketle birkaç tür servis atabilmelidir. Rakip takıma en güzel hücumu yapma şansı yalnız iyi atılan bir servisle gerçekleştirilebilir.
Şu şekilde gerçekleştirilebilir:
·        Servis karşılaması zayıf oyuncuları iyi tanıyıp bunların bulundukları noktalara servis atabilecek şekilde bir teknik yapıya sahip olmalı.
·        Rakip takımın hücum taktiğini bozabilecek noktalara servisin atılması (Rakibin hücum organizasyonunu başlatan pasörün bulunduğu alanlara gibi.)
·        Servis atılırken Oyuncuların yer değiştirmesi hallerinde değişen oyuncuların üzerine atılmalı.
·        Diziliş hatalarından yararlanarak hatalı diziliş yerlerine atarak.
·        Kuvvetli iyi servis atan oyunculardan oyuna alınarak yararlanılması.
·        Oyuna yeni giren oyuncunun üzerine servis atarak, psikolojik olarak etkilenmesini sağlamak amacıyla.
·        Servisi müdafaada anlaşamayan oyuncuların arasına atarak.
·        En iyi smaçör veya en çabuk smaçör üzerine atarak zamanlama hatası yapmasını sağlama.
·        Pasörün pas yapmayı tercih ettiği yönün tersine atarak . Eğer pasör geri pasta zayıfsa, atılacak servisin amacı pasörü geri pas atmaya zorlayacak bir yer olmalıdır
Voleybolda, rakip sahaya doğru vurularak yapılan bir hücum tekniğidir. Çok etkili bir hücum tekniği olup, direk sayı almada çok etkilidir.
Smaç için hazırlık pozisyonu koşucuların hazırlığı gibidir. Tüm ağırlık öndeki ayaktadır.
Sağ elini kullanıyorsa sağ ayağı öndedir.
Topa giderken dört, üç yada iki adım kullanılır.
Sağ ayak birinci adım olarak sayılır. İkinci adımda hız artar.
Üçüncü adım sağ ayakla alınır, hızlı ve uzundur. Dördüncü adımlarda ise birbiri içine girmiş bir şekildedir. Üçüncü ve dördüncü adımlarda oyuncunun ayakları hemen hemen yan yana olur.
Ayak parmaklarının ucu hedefini sağına 45 derece dönüktür. Vücut da sağa dönüktür.
Adımlama şu şekildedir:
Sayı
Adımlar
1
sağ
2
sol
3
sağ/sol
Kolların savrulması hücumcuya yüksek sıçrama şansı verir. Oyuncu kollarını yukarıya çektiğinde vücut da onu izler. İyi zamanlanmış kol savruluşu hücumcunun kalçalarının omuzların önüne geçmesine neden olur. Bu da oyuncunun topa vücudu dik durumda iken vurmasını sağlar.
Kolların savruluşunun zamanlanması hareketin başlamasında ayarlanmalıdır. Üçüncü adımda. Bu noktada kollar geriye hareket ettiğinde vücut öne gider.
Hücumcunun kolları 4 adımla birlikte öne gider. Oyuncunun vücudu kalçaları düz bir çizgi halinde illeri-geri hareket eder. Sıçramaya başlarken kollar kalçanın biraz önündedir. Zemini terk ederken kollar başının üzerine gelirler.
Savruluşta kollar neredeyse düzdür. Kolların savruluşu kalçaları öne,omuzları geriye götürür. Bu arada sağ ayak topuk burun yuvarlaması yapar.
Bu dizlerin öne kalçanın geriye doğru hareketini sağlar. Hücum yapanın önce sağ topuğu yerle buluşur. Sol topuk yerle hiç temas etmez. Sıçradığında ayak parmakları yeri gösterir. Bu hareketle kalça omuzlardan daha ileri gider. Bu durumda yön değiştirilebilir.
Hücumcu her iki ayağından da eşit miktarda kuvvet alarak sıçrar. Hücumcu sıçradığı zaman havada iken yere dik olmalıdır.
Hücumcu sol eli sanki topa vuracakmış gibi başının üzerinde kalır, sağ kol geriye düşer. Hücumcu dirseğini elinden geldiğince büker. Vücut havada bir kavis yapar. Kol omuz üzerindedir.
Vuruş büyük bir hızla ve en yüksek noktada yapılır. Hücumcunun kolu topa vuruş sırasında dirsekten düzleşir. Kolu düz ve yukarıyı gösterirken bilek kapanır. Parmaklar açıktır. Kalçaları ve omuzları düz bir çizgi gibidir. Son pozisyonda vücut dik ve düzdür. Kol öne gitmeye devam eder. Vücudun yanında kol hareketi bitirir.
Dikkat edilecek noktalar: Hücumcunun kalçasına durumuna, dirseğin topa doğru yükselmesine, topa vuruş sırasında omuzların durumuna, vuruştan sonra tüm vücudun dikliğine ve kolun topun ardından gidişine dikkat edilmelidir.
Smaç Hareketinin Değişik Şekillerde Uygulanışı :
1.     Blok üstü smaç :El topa orta noktasının biraz altından temas eder. Blok üstü smaç vurabilmek için bir smaçörün her şeyden önce sıçramaya ve de iyi bir bileğe sahip olması gerekir. Blok üstü smaç için pasörün smaçöre karşı takımın en kısa boylu blokörünün üzerinden oynatması gerekir.
2.     Çapraza vurulan smaç :4 ve 2 numaralı pozisyonlardan karşı sahanın 5 ve 1 numaralı oyuncularına vurulan iki türlü smaç vardır.
a.     Keskin çapraza vurulan smaç :Oyuncu topa orta noktasının biraz üzerinde ve dikey ekseninin her iki yanında temas edebilir. Bu şekilde temas etmek topun aşağıya doğru keski bir açıyla yol almasına sebep olur.
b.     Derin çapraza vurulan smaç :Topa orta noktasının biraz altında karşı sahanın köşesine doğru gidecek şekilde temas edilir. Bu temas şekli topun gerekirse blok üzerinden veya yanından parabol çizerek 8-9 m'ye düşmesine neden olur.
3.     Paralele vurulan smaç :4 ve 2 numaralı bölgelerden yapılabilir. En önemli şey oyunun pozisyonunun topa bağlı olmasıdır Örneğin 4 numaradan sağ eli ile vuran bir oyuncu topa çizgiye dönük ve kafası doğrultusunda temas etmelidir. Aynı oyuncu 2 numaradan sol omzunu öne vererek ve 1 ve 1.5 m içeride düz bir giriş yaparak, topu hafifçe sağına alarak vuruş yapmalıdır.
4.     Plaseler :
a.     Smaç plase :Belli bir yere vurulan yavaş bir smaçtır. Vuruştaki yavaşlık topu istediği yere atmak içindir. Bunun dışında hareket bütün parçalarıyla bir smaç hareketidir.
b.     Plase :Tam bir smaç hareketinin sonunda, elin kullanılışında yapılan bir değişikliklerle atılmasıdır. Smaçörün smaç mı vuracağı , plase mi atacağı son ana kadar belli olmamalıdır. Karşı savunmayı kararsızlık içinde bırakıp tam yerleşme yapmalarını engelleyen bir hücum silahıdır.
5.     Blok Aut :Hücum oyuncusunun isteyerek, rakip bloktan topu auta doğru sektirmesi veya topu çevirmesidir. Topa vuruş anında rakip blokçunun tamamen yükseldiği anda vücut ve kolu kullanarak hareketini yapmalıdır. Blok aut rakip oyuncuların uzun ve yüksek olduğu anlarda uygulanır.
PAS ŞEKİLLERİNE GÖRE SMAÇ ÇEŞİTLERİ :
1.     Yüksek pasa yapılan smaçlar :2 ve 4 numaralı bölge ile geri alandan yapılan hücumlar genellikle yüksek hücum olarak gerçekleşir.
2.     Alçak pasa yapılan smaçlar :Kısa pasa, yatık pasa , kurşun pasa , bombe paslara yapılan smaçlardır.
Kısa pasa yapılan smaçlar :
a.     Çıkan topa yapılan smaçlar,
b.     Topun çıkışını tamamladığı ölü topa yapılan smaçlar,
c.     Çıkması tamamlanmış aşağı inmeye başlamış topa yapılan smaçlar.
En ideal smaç çıkan topa yapılan smaç şeklidir.
Hızlı smaçlar için ortak özellikler:
a.      Pasörle smaçör birbirine çok yakındır.
b.     Topa geliş daha çabuk , dinamik ve hızlıdır.
c.      Topa geliş yolu kısadır.
d.     Daha çok bilek hareketi gerekir. Kol topu izlemez.
Özellikle ortadan oynayan oyuncular, uzun çalışmalarla bileklerini güçlendirip, kollarından yardım almadan , yüksekten yaptıkları küçük bilek hareketleriyle, topun istenilen yere smaç şeklinde gönderilmesini sağlayabilirler.
Smaçta Genel Hatalar :
·        Giriş zamanını ayarlamamak , erken ya da geç girmek.
·        Giriş hızını ayarlamamak , gereğinden hızlı yada gereğinden yavaş girmek.
·        Yanlış giriş açısıyla girmek.
·        Girişte gereğinden çok adım atmak,ayak çiftlemek, sekmek.
·        Tek ayakta sıçramak .
·        Sıçrarken ayaklarını kullanmamak.
·        Sıçrama sırasında vuruş yapmayacak kolu yukarı kaldırmamak.
·        Belden arkaya doğru açılmamak.
·        Sıçramada öne doğru uçmak.
·        Dizlerini az veya hiç bükmemek.
·        Sıçrama sırasında kendini arkaya çok verip yükseltmeyi azaltmak.
·        Gövdeyi öne çok eğmek.
·        Vuruşu yapacak kolu erken yukarı uzatmak.
·        Vuruş sırasında kolu yüksekten büküp topu aşağı düşürmek.
·        Vuruşu yumrukla yapmak.
·        Vuruştan sonra bileğini sert tutup topun üstüne kapatmamak.
·        Sıçrama sırasında Vücudu sağa ve sola döndürememek.
·        Havada bir an bekleyememek.
·        Karşıdaki bloğun durumuna bakmadan vurmak.
·        Dengesiz bir düşüş ve bir sonraki oyuna hazır olmamak.
SMAÇTA TAKTİK :
·        Smaçör hangi toplara nasıl vuracağını bilmeli , her topa smaç vurmamalıdır.
·        Smaç için mutlaka iyi sıçrayabilme yeteneğine sahip olmalıdır.
·        Blok geçilemeyecek düzeyde ise "Blok aut" veya "Plase" olarak vurmalıdır.
·        Karşıdan gelen topa smaç vurabilmelidir.
·        Kısa topları çapraza, uzun ve yüksek topları paralele smaç vurabilmelidir.
·        Fleye dik gelip çapraza , çapraz gelip paralele vurabilmelidir.
·        Pasörün bulunduğu bölgelere hücum yapabilmeli.
·        Manşeti ve savunması zayıf oyuncuların üzerine oynanmalı.
·        Değişken hızlarda top vurmak.
·        İkili bloğu iyi olmayan taraftar oynamak.
·        Pasörün arkasına veya önüne dolanarak tek ayakla sıçrayıp vuruş yapabilmek.
·        Flaşcıların step hareketini uygulamayarak rakibi aldatmak gibi.
BLOK
Voleybolda; rakibin hücum gücünü etkisiz hale getirmek için, rakibe uygun bir hücum şansı tanımamak veya topu kendi takımımıza kazandırmak için file üzerinde yapılan bir savunma tekniğidir.
 
Bloktan önce her iki ayak yanyana omuz genişliğinde veya biraz açıktır. Ağırlık ön bölümde ve yere sabittir. Eller rahatça omuzların üzerindedir. Avuçlar fileye dönüktür. Parmaklar açık, dizler biraz bükülü hücum hareketi takip edilir. Sırt diktir.
Blok zamanı geldiğinde ağırlık seri bir şekilde düşürülür. Kalça geri gider, sırt düzdür. Dizler 90 derece kıvrıldığında durur ve sıçramaya hazır olunur. Yüz düzdür. Aşağıya bakmaz veya açısı değiştirilemez.
Blokçu dik olarak sıçrar. Kollar düz ve omuzlardan parmak uçlarına kadar gergindir. Baş parmakların açıklığı topun aradan geçemeyeceği kadardır.
·        Eğer blokçu bilekleri filenin üzerine çıkacak kadar sıçramadıysa vücut sıçradığı yükseklikte dik olarak kalır. Öne ancak file ve elleri arasındaki açıklıktaki kadar uzanabilir ve kapanabilir.
·        Eğer blokçunun bilekleri filenin üzerine geçerse elleri ile öne doğru sıçradığı yükseklikte pres yapar. Bu oyuncuya topa erken dokunmayı veya aşağıya inmeyi sağlar.
·        Eğer blokçu ön kollarının veya dirseklerinin bir kısmının filenin üzerine geçirebilirse kollarının öne doğru iter. Bu oyuncunun hücumdan hemen sonra topu kesmesini sağlar.
·        Eğer blokçu, omuzlarına kadar filenin üzerine çıkabiliyorsa, belden öne doğru uzanır. Bu oyuncunun karşı sahada topa vurulur vurulmaz kesmesine yardımcı olur.
Blok yapan oyuncular her zaman oldukları yerden sıçramazlar. Bazen de sağa veya sola hareket ederek blok yapmak durumunda kalabilirler. Bunu şu şekilde yaparlar:
YAN ADIM: Yana adımlama topa hareketin en kolay ve kontrollü metodudur. Blokçu rakibiyle karşı karşıyadır. Yan blokçular genellikle ve çoğunlukla yana adımlamayı kullanırlar.
ÇAPRAZ ADIMLAMA: Yana adımlama hareketin orta blokçu için kısa kalır. Özellikle 3m. ve ya daha fazla adım alacaklar için çapraz adımlama kullanılır. Blok yapacağı yöndeki ayağı ile harekete başlar. Blok pozisyonuna geldiğinde blokçu sağ ayağını fileye doğru döndürür. Bu oyuncunun tam dönüşünde kolaylık sağlar. Fileye dönük sıçrar. Eller vücudunun önünde kalır ve topa vurmaya hazırdır.
SMAÇ ŞEKLİNDE YAKLAŞIM : Filenin önünde duruş ve dönüş, sıçramada önce, kontrollü olmak gerekir. Fakat bu blokçunun öne hareketinden kuvvet kazanmasına ve daha fazla sıçramasında yardımcı olur. Bu nedenle kısa orta blokçular (bazı dış blokçular) bu adımlamaya kullanırlar. Blokçu kısa bir adımla harekete başlar. Bunun ardından uzun adımla ve hücumdaki gibi kolların arkadan öne doğru getirilmesiyle blok yapılır. Blokçu sıçradığında fileyle karşılıklı değildir, açı vardır. Havada yavaşça döner, hareketin sonunda düzdür.
Genellikle üç adımlık hücum koşusu oyuncuyu blok pozisyonuna getirir. Eğer daha fazla yol kat edilmek isteniyorsa dört veya daha fazla adım alınabilir.
BLOKTA ÖNEMLİ NOKTALAR:
Blokta çalışma tam bir disiplin içinde olmalıdır. Dikkatsizlik önemli sakatlılara neden olmaktadır. Smaç ne kadar değerli ise bu smacı blokla durdurmak, hatta sayı almak blokçuyu o derece mutlu edecektir.
 
Blokta file üstüne çıkıldıktan sonra görev ellere düşmektedir. Bloğa çakılan mevkinin ellerin alacağı şekle etkisi vardır.
İkili blok
Rakip takımın 2 numaradan ve file kenarından yapacağı bir hücumda, 4 numarada oynayan blokörün sol elini blok autu önleyecek şekilde rakip sahaya doğru çevirmesi, devamlı çapraz hücum yapan elemanların karşısında oynayan blokörlerin smaç yönünü kesecek şekilde ellerini tutması ve bloğu kapatmaları gerekir. Önemli olan noktalardan biri de blokta gerek kolların gerekse ellerin geriden getirerek vuruş yapmamasıdır.
Blokta sıçrama fileye 30-40cm mesafede olup, düşüş yeri de sıçrama noktasına yakın olmalıdır.
BLOKTA YAPILAN HATALAR :
·        Fileden uzak sıçrama,
·        İkili blokta arkadaşından uzak sıçrama,
·        Baş parmakları öne doğru tutma,
·        Topu yakaladığı anda bilek basma hareketini yapmama,
·        Ellerin arasında topun geçebileceği kadar boşluk bırakma,
·        Sıçrarken elleri aşağıdan getirip file hatası yapma,
·        Yeterli sıçrama yapmama,
·        Blok auta karşı dıştaki ellerin içeri doğru döndürülmemesi,
·        Topun geçeceği yeri görüp ona göre elleri hareket ettirmeme,
·        Gözleri kapatma,topu izlememe,
·        Bloktan düştükten sonra ikinci bir harekete hazır olmama,
·        Dengesiz sıçrama,
·        Yavaş hareket etme,
·        Bilekleri serleştirip, parmakları germeme,
·        Bilek basma hareketini zamansız yapma,
·        İkili blokta dört elin yanyana gelmemesi.
İYİ BİR BLOKÇUNUN ÖZELLİKLERİ :
·        İyi bir sıçrama kapasitesine sahip olmalı,
·        Blok tekniğini iyi bilmelidir.
·        Sıçrama zamanını iyi tayin edebilmeli.
·        Sıçrama yerini iyi seçmelidir.
·        Sıçrama yönünü iyi tayin edip ona göre blok tekniğini uygulayabilmeli.
·        Havada bir an bekleyebilmeli.
·        İyi bir düşüş tekniğine sahip olmalı.
·        Bloktan sonraki hareketi izleyebilmeli.
AKTİF BLOK
Voleybolcunun sıçrayabildiği oranda file üzerinden el ve kollarını karşı alana sokup, topa ellerin temas etmesi anında bileklerden kapanıp topun en kısa yoldan karşı alana düşürülmesi amacıyla yapılan blok türüdür.
En çok uygulanan blok türüdür. Rakibin hücum amacıyla alanımıza doğru yapığı vuruşlarda, smaç yüksekliği bloktan düşük ise aktif blok yapılır.
PASİF BLOK
Blok yüksekliği hücum yüksekliğinden az ise, arka alan savunma oyuncularına gidecek olan topun süratini azaltmak amacıyla bilekler geriye doğru düşürülerek blok yapılır ve top ellerden sekerek geri alana gider.
Bloklar tekli, ikili ya da üçlü yapılabilir.
Tekli blok adam adama yapılan bloktur.
Blok yapmayan diğer oyuncular fileden açılarak atılabilecek plaseler ya da smaçlar için pozisyon alırlar.
İkili bloklarda önde kalan diğer oyuncu iki şeklinde pozisyon alır:
·        Yakın bölge dublajı
·        Uzak bölge dublajı
Dublajı yakın veya uzak yapılma nedenleri:
·        Bloğa çıkan oyuncuların blok yüksekliklerine göre
·        Hücuma çıkan oyuncuların hücum yüksekliklerine göre dublaj.
BLOKTA ÖNEMLİ DURUMLAR :
·        Blok sıçraması için uygun zamanı ve ellerin file üzerine uzatılması öğrenilmelidir. Blok yapan yüksek bir sıçramaya sahip olup havada uzun zaman kalabilse dahi eğer zamanlama iyi yapmıyorsa blok düşerken top gelir ve eller ile file arasında kalır veya blokçuları güç durumda bırakır. Arka alan savunmacıları da bu durumda etkilenip düzgün bir karşılama ve vuruş yapamazlar. Bloğun zamanlaması smaçörün sıçrama sitiline, yapılan smaç vuruşunun kuvvetine ve pasın fileden uzaklığına bağlıdır.
·        En iyi blok tekniği ve taktiği başarı için çok önemlidir. İyi yapılamayan blok, topun auta gitmesine veya file ile ellerin arasına düşmesine yol açar.
·        Blokta korunan alan smaç yönü kestirildikten sonra ellerin file üzerindeki hareketi ile genişletilmelidir. Pasın durumu, smaç yapanın sıçrama sitili, topla buluşma stili göz önüne alınmalıdır. Bloğu yapan için önemli olan, iyi ve uygun noktada sıçramasında sonra ellerini smaç yolunun önündeki noktada tutabilmesi ve hareket ettirebilmesidir.
·        Topun bloğa çarpmasından sonraki oyun, bloğu yana yapan yere düştükten sonra arka sahadaki oynanan topa dönmeli ve bundan sonraki oyun için mümkün olduğu kadar çabuk hazırlanmalıdır. Alınan topa iyi bir pas yapmak ve bloktan sonra hücum geliştirmek mümkündür.
Blok yapacak oyuncunun sıçrayıp sıçramama konusunda karar verebilmesi için:
·        Pasın fileden uzaklığına,
·        Smaçörün sıçramasının zamanında olup olmadığına,
dikkat etmesi gerekir.
BLOKTA TAKTİK
·        Blokta kuvvetli elemanların iyi smaçör karşısına gelecek şekilde dizilmesi. Bu dizilişte bulunan oyuncular kendi aralarında yer değiştirerek daima kuvvetli smaçörü kuvvetli blokör takip etmelidir.
·        Ön turda bloğumuzda aksama olmuşsa yedek elemanlar arasından bloğu iyi olan bir elaman oyuna sokulur. Ön turda bloğun etkinliğinden yararlanılabilir.
·        Smaç gücü olmayan smaçör ve pasörlerin önünde blokör bırakılmamalı bunlar diğer smaçörleri takip etmelidir. Karşı takımda taktik gereği kötü smaçör yanında mutlaka iyi smaçör olacağından, blokör iyi smaçörün önünde beklemeli ve en yüksek blok gücünün göstermelidir. Bu blokörün kötü smaçörü kontrol etmesi verimini iyi smaçör karşısında düşüreceği için bütün dikkati ile iyi smaçörü takip etmelidir.
·        Bütün oyuncular aktif blok yapmaz. Sıçrama gücü az olan oyuncular aktif blok yaptıkları anda zaten az olan blok gücü daha da düşüp smaçörün blok üstünden vurma şansını arttıracaktır. Blokör böyle durumlarda pasif blok yapıp topun hızını kesmeye amaçlamalıdır.
·        Her topa blok çıkmak her zaman yarar getirmez. Açık pası iyi kullanamayan bir smaçöre blok çıkmanın riski büyüktür. Bu smaçör topu iyi kullanamadığı için geri hat savunmasıyla saf dışı bırakılabilir. Eğer blokör bloğuna yapacak olursa hem top bloğa çarptıktan sonra auta gidebilir, hem de eline çarpıp kendi sahasına düşse bile geri savunmayı yanıltabilir.
·        Kuvvetli ve yukarıdan vuran bir smaçör karşısında da kapasitemiz onun vuracağı topa aktif müdahale yapılmasına yetmiyorsa, pasif blok yapılıp, topun hızı kesilmeye çalışılmalıdır. Bloğa smaçörden daha geç zamanda çıkılmalıdır. Smaçör fazla sıçradığında topa vuruş anına kadar bizim bloğumuz düşer ve dolayısıyla etkisini kaybeder.
·        Karşımızdaki smaçör yüksekten smaç atmasa bile bizim bloğumuzu düşürecek smaç türleri vardır. Örneğin kolunu çevirerek vuran bir voleybolcu veya balansiye smaç vuran bir smaçör gibi, erken çıkacak olursak smaçör topa vurana kadar bizim bloğumuz düşmüş olur.
·        Blokör smaçörü hareketinden ne tarafa vuracağını kestirip, yeni smaçörü okuyup ona göre blok yapmalıdır. Bunu sağlayabilmek için smaçörün önceden izleyip genellikle ne tarafa doğru hücum yaptığını saptamak gerekir.
·        Smaçör bloğu iyi izleyip vuruyorsa ve tekli blokta kalınmışsa ona belirli, bir yeri boş bırakıp tam vuracağı anda smaçöre gösterilen boşluğu kapatıp blok yapmalıdır.
·        Bloğa çıkan oyuncu savunmada kuvvetli arkadaşının bulunduğu tarafı kısmen açık bırakıp diğer tarafa blok yapılabilir.
·        Deplasmanda süratli ve çabuk blok yapan iyi oyuncular ön ortada oynatılmalıdır.
·        Sıçraması az ve boyu kısa elemanlara aktif blok yerine pasif blok tercih ettirilmelidir.
·        Rakip oyunculardan gelecek herhangi bir kombine hücuma karşı kalıplaşmış gözü kapalı yapılan bloğun hiçbir etkisi yoktur. Blokta gerek bireysel gerek takım taktiğinin bu bakımdan önemi fazladır. Rakip takım bloğu geçmek için yeni oyunlar tertiplerken blok ta bu değişik oyunlara karşı etkinliğini sağlamak için değişmelidir. Bu oyuncuların tecrübeleri ve antrenör taktiği ile gerçekleştirilir.
 
 
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
Bugün 5 ziyaretçi (6 klik) kişi burdaydı!
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol