EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
   
 
  Ölen Kızdan Mektup
Canim Anneciğim ”
Hani baş ucumda toplanmış, telaş içinde feryadı figan ile gözyaşı döküyordunuzsa iste o anda dünyada iken hiç görmediğim, tanımadığım varlıklar geldi yanıma. Meğer onlar Meleklermiş. Azrail ve diğer görevli melekler... o esnada bir şey daha oldu. Bana Ahiret’ de ebedi kalacağım yer gösterildi. Alevler vardı orada. Ceza yeriymiş orası. Her şeyi anladım. İhmalimi de hatalarımı da. Ve çok korktum anne. Bir ürperti sardı bedenimi. Öyle bir sıkıntıya girdim ki sizleri de tanıyamaz oldum. Azrail’e baktıkça korkumun şiddeti arttı. Çok heybetliydi. Pişman olmuştum dünyadaki gafletime. O sırada Allah’ u Teala dan Salih ameller isleyebilmek için olumu geciktirmesini ve beni tekrar geri dünyaya göndermesini istedim. Ama vakit çok geçti. İstediğim kabul olunmadı. Tabi bunlardan sizin haberiniz olmadı. Nasıl acı çektiğimi hissedemediniz. Öyle ya ne bilecektiniz. Benim gibi Azrailli bütün dehşetiyle görmediniz ki. Hani dünyada iken Sekerati Mevt diyorlar dıya ne kadar zormuş. O anki acıyı anlatmak mümkün değil. O gün gelip de Azrail’le karşılaşanlar bilir ancak. Yani tadınca bilir ana tadınca bilir.Gerçekten Peygamberimiz (sav) in "Allah’ ım   sekerati mevtte ölüm zahmeti ve baygınlığımda bana yardim et." diye dua ettiğini söylerdi hocalar da sanki kulağımın birinden girer nefsime hic etki yapmadan diğerinden çıkardı. Ne kadar doğru imiş. Yani anlayacağın anacığım o olum ani kasabın elinde derisi soyulan koyunun düştüğü an gibi bir hal. ızdırap dolu bir an. Çok ama çok zor. Ve çok korkutucu. Bu korkunç manzara karsısında biliyor musun ruhum bedenimden çıkmak istemedi ana, parçalara ayrıldı kaçışıp duruyordu bedenimde. Ruhum çıkmamakta direndikçe melekler de bana azap ettiler. İste böylece daha ruhum çıkmadan kabir azabı başlamıştı. Nihayet ruhum bedenimi terk etti de bende bu azaptan kurtuldum. Hep düşündüm durdum anne. Acaba bu kadar cezayı hak edecek ne yaptım? Fakat sonradan anladım bu cezanın sebebini. Meğer bunlar dünyada islediğim kotu amellerin sonucuymuş. Azrail’in yanında iki melek daha vardı biri rahmet diğeri de azap meleğiymiş. Ölen iyi kimse ise Azrail’in aldığı ruhu rahmet meleğine kotu kimse ise azap meleğine verirmiş. Allah’ın emri böyle imiş. Bir yığın azaptan sonra Azrail ruhumu aldı.... ve.... azap meleğine teslim etti. O zaman daha önce gösterilen ahiretteki yerimin ne kadar kotu olduğunu daha iyi anladım. Zaten ruhum alınacağı sırada bir kus gibi göğsümün en üst tarafına, köprücük kemiğime fırlamıştı. O zaman meleklerin konuşmalarında her şey belli olmuştu. Çünkü, "bunu kim tedavi edecek?" diye birbirini soruyorlardı. O ani ve sıkıntılarımı anlatmak imkansız anacığım. Ayaklarım birbirine dolaştı melekleri görünce. Belki sizde fark ettiniz ayaklarımdan kanın çekildiğini ve bembeyaz buz gibi olduğunu. İste böyle anne.
Benim dünyadan getirdiğin kotu amellerim dolayısıyla melekler ruhumu bedenimden zorla almak durumunda kalmışlardı. Bunlar naziat melekleri imiş. Eğer amellerim iyi olsaydı, yani Salih amel sahibi olsaydım o zaman neşeli ve kolaylaştırıcı Nasihat melekleri ruhumu alacakmış. Ve bana Allah’ ın selamını sunup selam sana ey Allah’ın Veli kulu, muhakkak ki Allah-u Teala sana selam gönderiyor diyecekmiş. Nerdeee! Gafletimin acısını çektim iste böylece anne. Ve şayet Azrail geldiğinde abdestli olsaydım birilerde yanımda Kur’an okusaydı ve Salih amellerimde çok olsaydı, o kadar acıyı çekmeyecektim biliyor musun. Olumum daha kolay olacaktı. Yahut orada bulunanlardan Allah’ın sevdiği bir dostun benim için Azrail’e "Ey Azrail, arkadaşıma acı. Ona yumuşak davran çünkü o müminlerdendir " dese ve böylece dua etseydi yine o kadar acı çekmeyecektim biliyor musun. Doğrusu Azrail gelirken zaten heybetinden korkmuştum. Zira daha ruhumu almadan onu korkunç sekliyle gördüm. Keşke gözlerim kor olsaydı da onun korkutucu seklini görmeseydim. Ama öyle değil. Gözlerim körde olsa yine de onu görürmüşüm. Dünyada iken kor olup olmamak fark etmezmiş herkes olum anında ruhu daha çıkmadan onu mutlaka görürmüş. Bilmem ki canim anneciğim. Benim olum anında boğazımın sıkılarak hırıltılar çıkardığını, yüzümün renginin değişip siyaha yakın bir hal aldığını, ve ağzımın köpürdüğünü görebildin mi ? Zannetmiyorum. O kadar çok feryadı figan içindeydin ve o kadar gözyaşı dokuyordun ki bunları fark etmen mümkün olamazdı o anda...
 
 
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
EĞER BÜYÜK BİR DERDİN VARSA RABBİNE BÜYÜK BİRDERDİM VAR DEME, DERDİNE ÇOK BÜYÜK BİR RABBİM VAR DE.
 
Bugün 22 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!
SİTEMİZE HOŞ GELDİNİZ Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol