GÜNLÜK OLARAK OKUNABİLECEK
SEÇİLMİŞ DUALAR
Sabah namazından sonra okunacak geniş manalı bazı dualar vardır ki bunlar, çeşitli rivayetlerle bize ulaşmıştır. Rivayet edildiğine göre; Hz. Peygamber (s.a.v), Efendimiz dua etmeye Subhâne Rabbiye’l-aliyyi’l-a’le’l-Vehhâb diyerek başlardı.( Ahmed, Müsned, IV, 54; Hakim, Müstedrek, I, 498; Tabaranî, Kitabu’d-Dua, No. 88. )
Duadan önce şunları da okuyordu:( Müslim, Zikr, 75; Tirmizî, Deavat, 13; Ebu
Davud, Edeb, 110. ) Bize rivayet olunduğuna göre Rasulullah (s.a.v), Hz. Aişe’ye: “Kısa ve içinde bütün hayırları toplayan şu duayı okumaya devam et” buyurdu.( İbnu Mace, Dua, 4; Elbanî, Sahiha, No: 1542. )
Enes b. Malik’ten rivayet edildiğine göre; Rasulullah (s.a.v), Hz. Fatma’ya şöyle buyurdu: “Sana tavsiye ettiğim şu duayı okumana engel olan nedir?”( Nesâî, Amelül-Yevmi ve’l-Leyle, No: 570; Hâkim, el-Müstedrek, I, 545. )
Rasulullah (s.a.v), Hz. Ebu Bekir’e şu duayı öğretmiştir:
İbn Ömer’den rivayet edildiğine göre Cebrail (a.s), Hz. Peygamber’e (s.a.v) gelerek şu duayı öğretmiştir:
İbnu Ömer demiştir ki: “Hz. Peygamber (s.a.v) şu duayı akşam sabah okumaya devam ederdi.( Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 25; Hâkim, el-Müstedrek, I, 517 ) Büreyd el-Eslem demiştir ki: Rasulullah (s.a.v) bana:
“Ey Büreyd! Sana Allah’ın, hayra layık olanlara öğrenmeyi nasip ettiği ve onların da bir daha unutmadıkları bir duayı öğreteyim mi?” buyurdu. Ben de, “Evet, Ya Resulallah” dedim. “O dua, şudur, onu oku.” buyurdu:( Hâkim, el-Müstedrek, I, 527. )
Bize nakledildiğine göre; Ebu Malik el-Eşcaî şöyle demiştir: Babam bana dedi ki: Biz sabahleyin Hz. Peygamber’in (s.a.v) yanına giderdik. Bazı kadın ve adamlar gelerek: “Ya Resulallah, sabahleyin hangi duayı okuyalım? Diye sorarlardı. Efendimiz: “Şu duayı üç defa okursunuz. Bu, dünya ve ahiret hayrını elde etmenize sebep olur.” buyurdu.
Ebu Zur’a demiştir ki: Bana Ebu Hureyre (r.a) hem yazılı ve hem de şifahî olarak şunu bildirdi: Kim sabah-akşam şu duayı okursa şeytan ona bir zarar veremez:
Bize Ömer b. Abdulaziz, ona da Muhammed b. Ubeydullah şu olayı nakletmiştir. Ebu’d-Derda’ya:-
-Evin yandı, denildi. O:
-Hayır, Allah buna izin vermez, dedi. Biraz sonra bir adam gelerek:
-Ey Ebu’d-Derda, evin tutuşur gibi oldu, ama biraz sonra ateş hemen söndü, dedi. Bunun üzerine o: -Ben bunu biliyordum, dedi. Ona: -Her iki sözün de çok hayret verici, denilince şu karşılığı verdi:
-Rasulullah’ı (s.a.v) şöyle buyururken dinledim. “Kim şu duayı gece veya gündüz okursa ona hiçbir şey zarar vermez.” Ben de onu okumuştum. Dua şudur: Bize rivayet olunduğuna göre; Ebu’d Derda şöyle demiştir. “Her gün yedi defa: Hasbiyellah Lâ ilâhe illa Hüve aleyhi tevekkeltü ve Hüve Rabbül Arşil Azîm diyen kimsenin Allah, ahiret işine kafidir. O kimse sadık olmasa da bu, böyledir.
Rivayet edildiğine göre Nebî (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Kime bir sıkıntı, bir üzüntü isabet eder de şu duayı okursa Yüce Allah, mutlaka onun sıkıntısını ve üzüntüsünü giderir ve yerine ona huzur verir.” Ya Resulallah, onu öğrenelim mi? diye sorulunca “Evet, onu her duyanın öğrenmesi ve ezberlemesi gerekir.” buyurdular. ( Ahmed, Müsned, I, 452; İbnu Hıbban, Sahih, No: 972. ) O, dua şudur:
Rivayetlerde yer aldığına göre; İbrahim (a.s) sabahleyin aşağıdaki duayı okur ve şöyle derdi. “Bu duayı sabahleyin okuyan, o günün şükür görevini yerine getirmiş olur. Akşamleyin okuyan da gecesinin şükrünü yerine getirmiş olur .” Dua şudur: Rasulullah (s.a.v) şöyle buyurdu: Kim sabah ve akşam üç defa: Razîtü Billahi Azze ve Celle Rabben ve bil İslâmi Dînen ve bi Muhammedin (s.a.v) Nebiyyen (Ben Rabb olarak Yüce Allah’a, din olarak İslam’a, peygamber olarak Muhammed’e (s.a.v) razı oldum) derse, Allah Teala’nın kıyamet günü o kimseyi razı etmesi hak olur.” ( Tirmizi, Deavat, 13. )
Mamer’in, Cafer b. Burkan’dan rivayet ettiğine göre, İsa (a.s) şu duayı okurdu :
Ata’nın İbnu Abbas’tan rivayet ettiğine göre, Hz. Hızır’la Hz. İlyas her yıl hac mevsiminde buluşurlar ve şu duayı okuyarak ayrılırlar. Kim de bu duayı sabahleyin üç defa okursa; yangından, selden ve hırsızlıktan emin olur. Dua şudur:
Hz. Hızır’ın (a.s) istiğfar duasının şu olduğu söylenir:
Ehl-i hayırdan olan Said b. Ebu’r-Revha el-Cemal, bir gece bir çölde yalnız kaldığında korktuğunu ve şu olayı yaşadığını anlatmıştır:
“Karşıma bir şahıs çıktı. Ondan daha fazla korktum. Nihayet Kur’an okuduğunu duydum. Sonra bana dedi ki: “Sana bir dua öğreteyim ki, onu okuduğunda, korkmaz ve kaybolduğunda yolunu bulursun. Ayrıca uykusuzluk çektiğinde uyuyabilirsin.” Ben Allah size rahmetiyle muamele eylesin, onu bana öğretiniz, dedim. Şunu okursun, dedi:
Bize, Yakub b. Abdurrahman’dan nakledildiğine göre; o şöyle demiştir: Ben Muhammed b. Hassan’ı şöyle derken duydum: “Bana Maruf el-Kerhî dedi ki: “Sana yarısı dünya, diğer yarısı da ahiret için olan bir dua öğreteyim. Kim, onlarla Allah’a dua ederse duasının kabul edildiğini görür. Bunun üzerine ben: “Peki onu yazayım” dedim. “Hayır, Bekir b. Huneys’in( Tercümede esas aldığımız baskıda bu isim Bekir b. Hubeyş olarak verilmiş. Fakat, İhya’da ve onun şerhi olan İthâfu’s-Sâde’de Bekir b. Huneys olarak düzeltilmiştir. Bkz: Zebidi, İthâfu’s-Sâde, V, 311. ) bana tekrar ettiği gibi, ben de onu sana ezberleyinceye kadar tekrarlayacağım” dedi. Şu duayı okudu:
Sonra dedi ki: Ayrıca şu duaları da oku:
Anlatıldığına göre Utbe el-Gulam rüyada görülmüş, ve bu duaları okuması sebebiyle cennete girdiğini söylemiştir ( Bkz: Ebu Nuaym, Hilye, VI, 256; Zebidi, İthafu’s-Sade, V, 312. ). Bundan sonra, şu duayı da okumalıdır: İbrahim Sâiğ, rüyada görüldü, kendisine: “Nasıl kurtuldun?” diye soruldu: “Bu dualara devam etmiş olmamla” karşılığını verdi.
Şu dua da okunmalıdır. Hızır’ın bu duayı Hz. Ali’ye öğrettiği söylenir.
Ebu’l-Mu’temir diye bilinen Süleyman et-Teymî’nin “Tesbihat” duası da okunmalıdır.
Rivayet edilir ki Yunus b. Ubeyd, Bizans ülkesinde şehid düşen birini rüyasında gördü ve ona: “Orada en faziletli amel olarak neyi gördün?” diye sordu. O da: “Ebu’l Mu’temir’in tesbihatının Allah katında çok değeri olduğunu gördüm.” dedi.
El-Mu’temir b. Süleyman demiştir ki: “Merhum Abdulmelik b. Halid’i rüyamda gördüm ve ona: “Nasıl muamele gördün?” diye sordum: “İyi” diye karşılık verdi. Ben: “Ne tavsiye edersin?” dedim: “Ebu’l-Mu’temir’in tesbihatı sarıl, o güzel bir tesbihattır” dedi.
Ebu’l-Mu’temir’in tesbihatı şudur: ( Bkz: Zebidi, İthaf, V, 315-316. )
Kabul olacağı umulan “Tevbe duası” da okunmalıdır. Bize Hişam b. Urve babasından, o da Hz. Aişe’den naklettiğine göre; Hz. Aişe şöyle demiştir.
“Yüce Allah tevbesini kabul ettiğinde Hz. Adem (a.s), Kabe’nin olduğu yeri, yedi defa tavaf etti. O zaman orada bir bina yoktu; kızıl bir kayalıktı. Sonra iki rekat namaz kıldı ve ardından şu duayı okudu:
Adem (a.s), bu duayı okuyunca Yüce Allah ona şöyle vahyetti. “Seni affettim; senin neslinden kim bana bu dua ile niyazda bulunursa, onu da affederim, gamını kederini giderir, onu fakirlikten kurtarırım. En karlı işi yapmış olur. İstemese de dünya malı ona gelir.” ( Benzer bir rivayet için bkz: İbnu Ebi’d-Dünya, Kitabu’l-Yakin, No:29. )
Rivayet edilen şu duayı da okumalıdır. Çünkü onun “İsm-i Azam” duası olduğu rivayet edilmiştir: Bu zikrettiğimiz dualar, (*) Hz. Mustafa’dan (s.a.v), sahabeden ve hidayet rehberi alimlerimizden nakledilen dualardır. Sözü uzatmamak için onların faziletiyle ilgili bilgileri zikretmedik. Bu dualar sabah namazından sonra ve akşam güneş batmadan önce olmak üzere her gün okunur. Herhangi bir farz namazdan sonra okunduğunda da Yüce Allah’ın lütfuyla, müjdelenen fazilet ve faydalar tam olarak elde edilmiş olur.
( * ) Ebu Talib el-Mekkî (rah), burada dua kitaplarından derlediği çeşitli duaları zikretmiştir. Bunlar çok uzun olduğu için tercümeye almadık. İsteyenler, İmam Nevevi’ye ait el-Ezkar, Tabarani’ye ait Kitabu’d-Dua, İbnu Sinni’ye ait Kitabu Ameli’l-Yevmi ve’l-Leyle, Suyuti’ye ait el-Camiu’s-Sağır, Şeyh Ali Nasıf’a ait et-Tac isimli eserlerin ilgili bölümlerinde bu duaları kaynaklı bir şekilde görebilir. Yine bütün hadis kitaplarımızın dualar bölümünde pek çok dua çeşitleri mevcuttur. Kur’an’daki ve sahih sünnetteki dualar, her mümine lazım olan dua çeşitlerini yeterince vermektedir. Ayrıca salihlerin dua, naz ve niyaz tecrübelerinden de istifade edilebilir. (D. Selvi)
Peygamberimizin Duâlarından Örnekler
Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhüma-dan rivâyete göre Peygamber Efendimiz'in duâlarından biri şu duâ idi:
"Yâ Rabb! Kalbimi nurlandır, gözümü nurlandır, kulağımı nurlandır, sağımı nurlandır, solumu nurlandır, üstümü nurlandır, altımı nurlandır, önümü nurlandır, arkamı nurlandır ve beni nûr eyle (bir başka rivayette) benim damarlarımı nurlandır, etimi nurlandır, kanımı nurlandır, saçımı nurlandır, yüzümü nurlandır.” (1)
Mugîre bin Şu'be'den rivayet olunduğuna göre Resul-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-in dualarından biri de şu idi:
"Başka bir ilâh yok, ancak Allah var. O’nun şerîki yoktur. Mülk O'nundur, hamd de O'nundur. O her şeye kaadirdir. Allah'ım, Senin verdiğine engel olacak da yoktur, vermediğini verecek de yoktur. Ve servet sahibi olanlara servetleri sana karşı bir menfaat veremez. Yani servetine güvenerek sana âsî olanları o servetleri kurtaramaz." (2)
Abdullah bin Abbas -radıyallahu anhüma-dan rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem-e bazı kimseler gelip:
-İnsanlar; yâni Ebû Süfyân ve arkadaşları sizinle muharebe etmek için adam ve silâh toplamışlar, hazırlık yapmışlar. Onlara mukabele edecek derecede kudretiniz yoktur. Onlardan sakınınız diye korkutmak istediklerinde, bu söz mü'minlerin yakîn îmânlarını ve cesaretlerini artırıp, Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz de:
"Allah bize kâfidir, o ne güzel vekîldir!" buyurdu. Mü'minler de böyle söylediler." (3)
Enes bin Mâlik -radıyallahu anh-dan rivâyete göre: Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz'in çok kere duâsı:
"Ey Rabbimiz, bize dünyâda da iyilik, güzellik ver, âhirette de iyilik, güzellik ver. Bizi ateş azâbından koru," meâlindeki duâ idi. (4)
Ebû Musâ el-Eş'ârîden rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle duâ ederlerdi:
"Yâ Rabb, benim hatâlarımı, bilmeden yapdıklarımı, işimde aşırı gitmemi, ve Senin benden çok iyi bildiğin hallerimi mağfiret eyle. Allah'ım, benim latifeleşmelerimi, ciddiyet hallerimi, hatâen ve kasden yaptıklarımı ve bende olan her şeyimi mağfiret eyle!” (5)
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır;
"Her kim günde yüz kere:
derse o kimse için on köle azâd etmiş sevabı verilir, yüz hasene yazılır, yüz günâhı silinir, o gün akşam oluncaya kadar bu ona şeytana karşı siper olur. Hiç bir kimse ecir bakımından onu geçemez, ancak bunu ondan fazla söyleyen kimse müstesnâ.” (6)
"Ey, Rabbim! Gayb ilminle ve halk üzerine kudretinle, hayatı benim için hayırlı gördükçe beni yaşat, ölümü benim için hayırlı gördüğün zaman da beni vefât ettir. Ey Rabbim! Gizlide ve açıkda senden haşyetini istiyorum. Rızâ hâlinde de, gadab hâlinde de ihlâs sözünden ayırmamanı istiyorum, fakirlikte de zenginlikte de i'tidâlden ayırmamanı istiyorum. Senden tükenmez bir ni'met, kesilmez bir göz ferahlığı (yüzde açıkça görülen neş'e ve huzûr) istiyorum. Senden beni kazâna râzı kılmanı, ölümden sonra yaşamanın serinliğini istiyorum. Senden yüzüne bakmanın lezzetini; sana kavuşmanın şevkini istiyorum. Bütün bunları zarar vericinin zararından, sapdırıcı bir fitneden uzak olarak vermeni istiyorum. Ey Rabbim! Bizi îmân zîynetiyle süsle, bizi doğru yolda olan hidâyet rehberleri kıl.” (7)
"Ey Ebû Bekr'in kızı! Sana diğer duâları da içinde toplayan duâları söyleyeyim mi? Şöyle duâ et:
"Ey Rabbim! Senden bildiğim ve bilmediğim hayrın hem çabuk, hem geç olanını istiyorum. Ey Rabbim Resûlünün senden istediğini istiyorum, Resûlünün sana sığındığı şeyden ben de sana sığınıyorum. Allah'ım benim için kaza ettiğin şeyin âkibetini doğru yola ulaştır.” (8)
"Sana bir kısım sözler öğreteyim mi ki, Allah Teâlâ kimin hayrını murâd ederse onları ona öğretir, sonra ebediyyen unutturmaz. De ki:
"Ey Rabbim! Ben zayıfım, rızân yolunda benim zaafımı kuvvetlendir. Beni nâsiyemden tutup hayra sevk et. İslâm'ı rızâmın en son noktası kıl. Ey Rabbim, ben zayıfım, beni kuvvetlendir. Ben zelîlim beni azîz kıl. Ben sana muhtacım, beni rızıklandır.” (9)
"Ey Rabbim! Acizlikten, tenbellikten, korkaklıktan cimrilikten, eli kolu dökülür derecede takatsızlıktan kasvetten, gafletten, zilletten, azlıktan, meskenetten sana sığınırım. Fakirlikten, küfürden, fısktan, şekavetten, nifaktan, yapdığını insanların duyması ve medh etmeleri için yapmaktan, riyâdan, sana sığınırım. Sağırlıktan, dilsizlikten, delilikten, cüzzamdan, abraslıktan ve kötü hastalıklardan sana sığınırım.” (10)
Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- duâasında: "Ey Rabbim! Beni, iyilik ettiği zaman sevinen, kötülük ettiği zaman istiğfar edenlerden kıl.” (11)
Ekseri duâları:
"Ey kalbleri çekip çeviren Rabbim! Kalbimi dînin üzere sâbit kıl." İdi.. (12)
|